SAHADER kronik hastalığı olan sağlıkçılar ve gebelerin idari izin kullanamadıklarına dair gelen şikayetlerle alakalı ulusal basında konuyu gündeme taşıdı. (HABERTÜRK)
Sağlık Bakanlığı’ndan gönderilen genelge ile sağlık çalışanlarına izin, istifa ve emeklilik yasağı getirilmişti. Sağlık çalışanlarına ancak kurum amirlerince takdir edilmek kaydıyla idari izin veriliyor. Geçtiğimiz haftalarda sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı’na 17 maddelik talep dilekçesi verdi. Bu dilekçedeki maddelerden biri de “Kronik hastalığı olan, engelli ve hamile (24 haftadan küçük hamilelikler de dahil) sağlık emekçilerine idari izin hakkı tanınmalıdır” oldu. Risk grubundaki sağlık çalışanları, sağlık koşulları nedeniyle bu süreçte idari izinli sayılmak istiyor. Ancak Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER)’ne gelen şikayetlere göre, sağlık çalışanlarının idari izin kullanabilmesi tamamen hastanenin kendi inisiyatifinde.
“1. DERECE RİSK GRUBUNDA OLMAMA RAĞMEN ÇALIŞMAYA BAŞLADIM”
Aile Hekimliği hemşiresi
“Aile Hekimliğinde hemşire olarak çalışıyorum. Merkezi ve göç alan bir yerde olduğumuz için sirkülasyonumuz ve iş yoğunluğumuz çok fazla. Bölgemiz yabancı nüfus da alıyor. Belli bir sınıfımız yoktu, dolayısıyla enjeksiyon ve pansumana da bizler bakıyorduk. Pandemi başladığında risk grubu tanısı olanlar gibi ben de izin hakkımı kullandım ancak 1 hafta olmadan işe dönmek zorunda kaldım.
Birincisi; maaşımın kesileceğini öğrendim. Aile hekimliğinde idari izin kullanırken yerine birini bulmak gerekiyor. İdari izin kullanan kişiden fazla olmak üzere, belli bir para kesiliyor. Yerine görevlendirilen kişiye büyük kısmı kesinti yapılarak yatırılıyor. Oysa ki hiçbir kurumda kronik hastalığından dolayı izin kullananlara maaşından kesinti olmadı. Bu kural aile hekimliği çalışanları için geçerli.
İkincisi; pandemi gelince iş yoğunluğumuza triaj ve okul aşıları da eklendi. Okul aşıları gelince direkt performansa dahil edildi. Özellikli izlem gerektiren hastaları aramak ve sisteme girmek de ayrıca zaman alıyor. Bütün bunlardan dolayı hakkım olan idari iznimi yarıda kesmek zorunda kaldım. Çünkü maddi olarak çok zarara uğrayacaktım. Arkadaşıma da yerime bakmak çok avantaj getirmedi. Vicdanım ve maddiyat ağır yük yaptı ve maalesef 1. derece risk grubunda olmama rağmen çalışmaya başladım. Kan aldığım hasta iki gün sonra pozitif olarak sisteme düştü. Yan yana performans evrağı doldurduğum bebeğimin babası bir gün sonra sisteme pozitif düştü. Her gün virüs kapma korkusuyla çalışmak ve şüphe içinde olmak insanı çok yıpratıyor. Zaten daha sonra yeni bir genelgeyle idari izin hakkımız da kalktı.”
“COVID RİSK RAPORUM OLDUĞU HALDE İDARİ İZİN VERİLMİYOR”
Ankara Dışkapı Hastanesinde sağlık çalışanı
“Ankara Dışkapı Hastanesinde engelli bir sağlık çalışanıyım. Ben FMF (Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı),kronik böbrek yetmezlik, venöz yetmezlik, hipertansiyon hastasıyım. Covid risk raporum olduğu halde idari izin verilmiyor. İdare, idari izin vermedi ve ‘rapor al’ dedi. Rapor almak çok zor bu süreçte, heyet raporu aldım. Devlet hastaneleri vermiyor, özel hastaneler de para gerektiriyor. İşe gitsem Covid kapar, yok olurum. Mecburen özelden rapor alıp maddi manevi yıpranıyorum. Ben ve diğer tanıdığım engelli arkadaşlarım da aynı şekilde, nereye kadar rapor alacağız bilmiyorum. Az olan maaşımızı da özel hastanelere vermek zorunda kalıyoruz. Oysa idari izin gerekiyor. Özel hastaneden bile rapor almak çok zor bu süreçte. Esnek çalışma gelmeli ve risk grupları sahada olmamalı. Rapor almaya gittiğim doktorlar ‘siz neden idarî izinli değilsiniz’ diyorlar. Çok sıkıntı yaşıyorum.”
“BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI İLAÇ KULLANIYORUM! TABURCU OLUNCA COVID YOĞUN BAKIMINDA ÇALIŞACAĞIM”
Hemşire
“Astım tedavisi alıyorum, hastaneye yatırıldım. Bağışıklık baskılayıcı ilaç kullandığım halde idari izin hakkımı kurumun inisiyatifine bırakıyorlar ve taburcu olunca Covid yoğun bakımında çalışmaya devam edeceğim. Kronik hastalıkları olan kamu çalışanları kurum inisiyatifine bırakılmamalı. Bu gidişin sonu benim için iyi olmayacak. Dezenfektan ve kimyasal alerjim yüzünden astımım düzelmiyor.”
“MADDİ VE MANEVİ ZORLUKLARI ŞİMDİDEN YAŞAMAYA BAŞLADIK”
Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir hemşire
“Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşireyim. Böbrek nakli olduğumdan dolayı kullandığım ilaçlar bağışıklık sistemimi baskılıyor. Bu nedenle Covid-19 dönemi geçene kadar genelgeyle idari izin verildi. Eşim de hemşire, bu süreçte ayrı kalmamız veya onun çalışmaması gerekiyordu. Çünkü eğer çalışırsa virüsü eve taşıma ihtimali var. Hastanemiz idaresi eşimden doktor raporu istedi. İstenilen raporları sunmamıza rağmen çözüm sunulamıyor. Bu nedenle eşim 1 yıl ücretsiz izin aldı. 1 yıl dolduktan sonra yani mart 2021’den sonra istifa etmek zorunda kalacağı için maddi ve manevi zorlukları şimdiden yaşamaya başladık. Ayrıca halen sağlık çalışanlarının istifa etmeleri yasak. Adıyaman il genelinde 7 bin sağlık çalışanı var ve bizim gibi bu mağduriyeti yaşayan iki aile daha bulunuyor. Ülke genelinde eşlerin sağlıkçı olması ve bu eşlerden birinin ciddi kronik rahatsızlığı olan kişi sayısı yaklaşık 150 civarındadır. Bu haliyle düşünüldüğünde sayısal olarak az olduğundan göz ardı ediliyor.
“BEBEĞİMİ ÖNLEM ALINAMADIĞI İÇİN KAYBETMEK İSTEMİYORUM”
Hemşire
“11 haftalık gebe bir hemşireyim. Çalıştığım hastanede gebeleri Covid servisi harici yerlere veriyorlar ama çalıştığım birimde insanlar bir bir koronavirüse yakalanıyor. Çocuk servisindeyim, ailelerde genelde Covid oluyor. Hastaneler, virüsün en çok kol gezdiği yerler. Ücretsiz izine bile razıyım. Ne zaman koronavirüse yakalanacağım korkusu yaşamaktan artık yoruldum. Korkuyorum ve bence gebelik psikozuna girdim.
Gebe olduğumu öğrenmeden önce Covid yoğun bakımında çalışıyordum. Bu, görevden kaçmak değil. Geçtiğimiz günlerde kanamam oldu, 10 günlük istirahat aldım. Bitince görevime tekrar döndüm. Bebeğimin kalp sesini duyduğumdan beri onunla bir bağ kurdum ve onu yok yere yani önlem alınamadığı için kaybetmek istemiyorum. Bir de Covid olursam haliyle ilaç kullanamayacağım için atlatacağımı düşünmüyorum.
Bizleri sadece alkışlamasınlar; bizi korusunlar, çok zor değil. Biz de bu devletin askeriyiz.”
“EN SAVUNMASIZ OLANLAR 3-4 AYLIK YENİ DOĞAN BEBEKLERİMİZ DEĞİL Mİ?”
Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde hemşire
“Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde hemşire olarak görev yapıyorum. Emziren, 3 aylık bebeği olan bir anneyim. Mart ayında emziren anneler de idari izinli görülmüştü. İdari izin olmasa bile en azından esnek çalışan grup olarak çalışmaya devam etmemiz doğru olmaz mı? En savunmasız olanlar 3-4 aylık yeni doğan bebeklerimiz değil mi? Lütfen yardımcı olun. Birçok kurum çalışanı, esnek çalışarak hayatlarına devam ederken pandeminin yoğun olduğu bu günlerde 3 aylık bebeklerimize bulaşacak korkusuyla ne yapacağımızı bilemiyoruz.”
“RİSK GRUPLARINA İDARİ İZİN VERİLEBİLİR”
Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) Başkanı Mehmet Emin Çelik, engelli, gebe, emziren anne ve kronik hastalığı olan sağlık çalışanlarının çalışma saatlerinin pandemi koşullarına uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini belirterek, önerilerde bulundu.
Çelik, önerilerini şu şekilde dile getirdi:
“▪︎ Adı geçen risk gruplarına diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi, idari izin verilebilir.
▪︎ Esnek veya dönüşümlü çalışmaya geçilerek adı geçen gruplar için virüs riski azaltılabilir.
▪︎ Daha az riskli birimlerde pasif görevlendirme yapılabilir.
▪︎ Bakanlık, pandemi nedeniyle sağlığa daha fazla kaynak ayırıp personel ataması yapabilir. Bu durumda hem mevcut personelin hem de riskli gruplarının virüs yükü azalır. Dolayısıyla hasta olma ve hayatını kaybetme riskleri azalır.
▪︎ Personel eksikliği sebebiyle diğer memurlar gibi esnek veya dönüşümlü çalışamayan sağlık personelini rahatlatmak için, erkek sağlıkçılar tıpkı öğretmenlerde olduğu gibi “Asker Sağlıkçı” modeli kullanılabilir.”
https://www.haberturk.com/kronik-hastaligi-olan-saglikcilar-ve-gebeler-idari-izin-kullanabiliyor-mu-haberler-2929229