*ÖFKELİYİZ*
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü ve biz bugünü kutlayacak durumda değiliz.
Büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan sağlık ordumuz; kısa zamanda tüm toplumu etkileyen ve acil müdahale gerektiren pandemi sürecinde nitelikli bir sağlık hizmeti sunmak için insanüstü gayret sarf etmektedir. Tüm dünyayı olumsuz etkileyen COVID-19 pandemisinde, kadın sağlık çalışanları her yönden olumsuz etkilenmiştir. Pandemi ile beraber mevcut sorunlar derinleşmiş; üzerine yenileri de eklenmiştir.
Kadın sağlık çalışanlarının neredeyse tamamı, ev ve iş yaşantısını dengede tutmakta zorlanmıştır. Bu süreçte uzun çalışma saatleri, fazla mesai, yetersiz dinlenme süreleri, dinlenme alanlarının yetersizliği, yetersiz beslenme, artan iş yükü, şiddet… gibi faktörler kadının hissettiği duygusal ve fiziksel baskının artması sonucunu doğurmuştur. Okulların kapalı olması evde geçirilen sürenin artmasına; bu da çocukların evde eğitimlerinin desteklenmesi, beslenme, temizlik ve diğer ev işlerinin yoğunluğunun da artmasına sebep olmuştur. Akademik çalışmalar, ev içi ücretsiz bakım işlerine kadınların günlük ortalama 4 buçuk saat; erkeklerin ise sadece 1 buçuk saat ayırdığını göstermektedir. Pandemi sürecinin kadınların bu işlere ayırdıkları süreyi büyük oranda arttırdığı da bir gerçektir.
Bununla beraber kadın çalışanlar, yüksek virüs bulaşma riskinden dolayı bu sorumluluklarını yerine getirmekte ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Çocuklarından, eşlerinden, ebeveynlerinden uzak kalmak, kadına fazladan psikolojik yük olmuştur. Tek ebeveyn olan sağlık çalışanlarının, çocuklarına kaliteli bir bakım sunmasına olanak veren ücretli izne ayrılmalarına yönelik hiç bir düzenleme olmaması da hayati bir toplumsal sorundur. Tüm bunlar kadın sağlık çalışanlarını tükenmişliğe sürüklemektedir.
Toplumun önemli bir sorunu olan ve her geçen gün artan “kadına yönelik şiddetin”, pandemi sürecinde artarak devam ettiğini hepimiz görüyoruz. Kadınlara ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması için şiddete “sıfır tolerans” ilkesiyle, etkili ve caydırıcı girişimlerin yapılması, ilgili yasaların esnetilmeden uygulanması en hayati sorundur.
Pandemi öncesinde zaten yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan kadın sağlık çalışanlarının ekonomik sıkıntıları, pandemide artarak devam etmiştir. Bu süreçte birçok ülke, sağlık çalışanlarının ekonomik kayıplarını önlemeye yönelik düzenlemeler yapmıştır. Örneğin İtalya, sağlık sektöründe çalışanların çocuk bakım masraflarını karşılayabilmesi için aylık 1.000 euro’ya varan ödemeler yapmıştır. Ülkemizde ise yapılan düzenlemeler sadece kağıt üzerinde kalmış; mevcut durum çalışanlarda hayal kırıklığına yol açmıştır.
Pandemi döneminde, kadın sağlık çalışanları özelinde gerekli önlemlerin alınması, uzun vadeli çözümler üretilmesi şarttır. Ayrıca ücretsiz bakım işinin sadece kadına yüklenmesinin artık tek seçenek olmadığı da dikkate alınarak cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıran düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Topluma sunulan sağlık hizmetinin daha nitelikli hale gelmesi; sağlık çalışanlarının özlük haklarının, çalışma ortam ve koşullarının iyileştirilmesi için pandemi dönemine ilişkin politikalar dahil tüm politikalarda toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilerek tekrar düzenlenmeli, süresi öngörülemeyen salgınlarda bulaşmayı azaltmak üzere başvurulan yöntemlerin cinsiyetçi ve eşitsiz biçimde uygulanması engellenmelidir.
Kağıt üzerinde kutlamalar, tebrikler, göstermelik uygulamalar biz kadın sağlık çalışanlarında büyük hayal kırıklığı yaratmaktadır. Tüm bu sorunların acilen çözülmesi dışında hiç bir şey bizleri mutlu etmeyecektir.
*SaHaDer Kadın Sağlık Çalışanları*